Saklıkent

Saklıkent Kanyonu, Antalya-Muğla sınırını çizen Eşen Çayının kolu olan Karaçay’ın oluşturduğu kanyondur. Suyun kolayca aşıdırabileceği Kalkerli arazide fay çatlaklarınında yardımıyla sarp ve derin bir kanyon oluşmuştur.Uzunluğu 18 km , yüksekliği 200 m’dir. En dar yeri 2 metreye kadar düşer. Eşen Çayının bir kolu olan Karaçayın debisi Kanyon çıkışında 14-17 m³/sn’dir.[1]

Kanyonun tabanı şiddetli akan suyla dolu olduğundan, su içinden geçmek imkansızdır.Giriş kanyonun dik yamaçlarına demir çubuklarla tutturulan 200 metrelik tahta bir köprüyle yapılabilmektedir. Köprüden sonrasında oldukca soğuk olan güçlü Karstik kaynaklar bulunur. Yaz mevsiminde Fethiyelilerin piknik yeri olarak kullandığı alana yılda 180-210 bin turist gelir.

Kanyonun çevresinde 06.06.1996 tarihli Resmi Gazeteyle Saklıkent Milli Parkı ilan edilerek korumaya alınmıştır. 12.390 hektarlık milli park alanında Kaş ve Fethiyenin üçer köyü yer alır. Alanda görülen bitki topluluklarını yüksekliğe göre Maki, Kızılçam, Karaçam ve Sedir toplulukları oluşturur..

Akıntı çok şiddetlidir ve soğuk su akar. Antalya’nın batısında Patara’dan Kınık istikametine devam ederken Saklıkent sapağından 16km. Ksantos antik şehrine çok yakındır.

Kanyonun keşfi ise çok yakın bir tarihe dayanmaktadır. Rivayetlere göre bir çobanın keçisini buraya kaçırması sonucunda keçisinin peşinden gitmesiyle keşfettiği kanyon, çevre yerleşkelerde merak konusu olur. Çobanın burayı bildirmesinin ardından Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Saklıkent’i Milli Park ilan etmesinden sonra, özel firmalarında da desteği ile Saklıkent bugünkü halini alır.[2]